Bir zamanlar yalnızca kültür ve sanatla ilişkilendirilen yaratıcı endüstriler, bugün küresel ekonominin en dinamik alanlarından biri haline geldi. Filmden oyuna, tasarımdan yazılıma uzanan geniş bir ekosistem artık büyüme, istihdam ve yenilik için güçlü bir kaynak olarak görülüyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) 2024 Creative Economy Outlook raporu, bu dönüşümün boyutlarını rakamlarla ortaya koyuyor.
Rapora göre yaratıcı endüstriler ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasına %0,5 ila %7,3 arasında katkı sağlarken, toplam istihdamın %0,5 ila %12,5’ini oluşturuyor. Özellikle film, yazılım, oyun ve medya içerikleri gibi dijital hizmetlerin ihracatında son yıllarda dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Bu veriler, yaratıcı ekonominin artık yalnızca kültürel bir alan değil, ekonomik büyüme ve kimlik inşasında stratejik bir unsur haline geldiğini gösteriyor.
Yaratıcı ekonominin bu büyümesinde yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık gibi dinamikler önemli rol oynuyor. Yapay zekâ, sanat, tasarım ve içerik üretiminde yeni olanaklar sunarken aynı zamanda bazı geleneksel iş biçimlerini de dönüştürüyor. Moda, mimari ve tasarım alanlarında çevreci yaklaşımlar artık bir tercih değil, gereklilik olarak görülüyor. Kadın girişimcilerin, genç yaratıcıların ve yerel toplulukların sektöre daha aktif katılımı ise hem ekonomik hem de sosyal anlamda yeni hikâyeler doğuruyor.
Elbette bu gelişmeler bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Dijitalleşmeyle birlikte telif hakları ve mülkiyet konuları daha karmaşık hale gelirken, büyük dijital platformların sektördeki gelir akışını tekelleştirmesi küçük üreticiler için erişim sorunlarını artırıyor. Ayrıca, küresel pazarlara açılmak isteyen küçük ölçekli yaratıcı girişimlerin destek mekanizmalarına daha fazla ihtiyaç duyduğu görülüyor.
Türkiye’de yaratıcı endüstriler son yıllarda giderek daha fazla ilgi görmeye başladı. Tasarım, gastronomi, dijital medya ve oyun gibi alanlarda nitelikli üretim örnekleri dikkat çekiyor. İzmir gibi kültürel mirası güçlü, çok disiplinli üretime açık şehirler bu dönüşümde önemli bir potansiyele sahip. Kentin yaratıcı ekonomideki rolünü güçlendirmek için dijital dönüşüm fonlarının artırılması, üniversite–sanayi–sanatçı iş birliklerinin desteklenmesi ve kent kimliğini kültür, tasarım ve yenilik ekseninde geliştirecek projelerin teşvik edilmesi faydalı olabilir.
Yaratıcı ekonomi, sadece sanatın ya da estetiğin konusu değil; ekonomik, sosyal ve kültürel alanların kesişiminde yer alan bir dönüşüm alanı. Bu dönüşümü doğru şekilde yönlendirmek, yerel yaratıcılığı küresel bir bakışla buluşturmak, hem kentler hem de ülkeler için yeni fırsatlar yaratabilir.
Kaynak: UNCTAD Creative Economy Outlook 2024
